Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in görev süresi 1 Nisan’da bitiyor. Son eseri ‘100. Yıl Camisi’ ve ‘Şehitler Anıtı’ oldu. 86 yıllık yaşamında iz bırakan olaylara ve başarılara damga vuran Büyükerşen, “Köşeme gönül rahatlığıyla çekileceğim” dedi ve bilinmeyen bir yönünü şöyle anlattı:
EZAN OKUYAN ÖĞRENCİ
“Ortaokul öğrencisiyken, bugün hâlâ var olan mahallemizdeki İhsaniye Camisi’nde sabah ezanlarını minareye çıkıp okuyordum. Şimdiki gibi hoparlörler, elektronik sistemler yoktu. Müezzin romatizmalı olduğu için minareye çıkamıyordu. Yaklaşık bir yıl ezanı ben okudum. İster sosyal demokrat, isterse başka inançlarda olsun Müslümanlığı öğrenmenin ilk emir olduğunu da caminin kapısının üstüne yazdığımız gibi Kuran-ı Kerim’den öğrenmeliyiz.”
Allah’ın ilk emri “Oku” ile başlağını belirten Büyükerşen, insanları “Genç kuşaklar mümkün mertebe Atatürk zamanından tercüme ettirilen Kuran-ı Kerimi okumalı. En iyisi, en doğrusu bu kitabın içinde. İslamiyet’i okuyarak öğrensinler. Bunun partisi, siyaseti olmaz. Siyasetin, particiliğin bunun dışında tutulması lazım” sözleriyle uyardı.
Eskişehir 100. Yıl Camii, 15 Mart’ta açıldı. Camide, taziye evi, cenazeye katılanlara ikram yeri de var. Morgda önemli bir ayrıntı düşünülmüş. Obezlerin vefatında cenazesinin konulabilmesi için ayrı bir bölüm yapılmış.
BEŞİKTEN MEZARA KADAR
Büyükerşen 25 yıl belediye başkanlığı yaptı. Ondan önce de yaklaşık 40 yıla yakın eğitim alanında kamu hizmetinde bulundu. Büyükerşen, o yılları için“Türkiye’deki her yaştan insana beşikten mezara kadar eğitimin ne demek olduğunu, teknolojik gelişmeleri de kullanarak yediden yetmişe herkesin eğitilmesi felsefesini yerleştirmeye çalıştım. Galiba yaptık da. Bunun için ayrıca Allah’a şükrediyorum. Düşünülenden fazla projeler yürüttüm. Başkanlık dönemimde de ben ve arkadaşlarım kendimizi Eskişehir’in birer hizmetkârı olarak gördüğümüz için başarılı olduk” değerlendirmesi yaptı.
Partizanlık yapmadığının altını çizen Büyükerşen, “Avukat Ayşe Ünlüce, Belediyeciliği çok iyi öğrendi. Onun aday gösternesini teklif ettim. Kabul edildi. Gözüm arkada kalmaksızın Ayşe Hanım için çalışıyorum. Eskişehirlilere, ‘Hizmetlerime karşılıklı bir hak söz konusuysa karşılıklı olarak birbirimize hakkımızı helal etmek durumundaysak Ayşe Hanımı seçeceksiniz’ dedim” şeklinde konuştu.
MÜTEAHHİTLER BENİ HİÇ SEVMEZ
Bir “Büyükerşen Belediyeciliği” yerleşti. Başka kentlerden gelip bu belediyeciliğin nasıl yapıldığını öğrenmeye çalışıyorlar. Yılmaz Büyükerşen, “Büyükerşen Belediyeciliğini” şöyle açıkladı: “Eskişehir öyle bir şehirdir ki beni herhalde en fazla müteahhitler sevmezler. Çünkü ihale yapmam, işlerimizin yüzde seksenini kendimiz yaparız. Hem şehrin yeşillendirilmesinde hem de tarıma destek olarak çeşitli ekonomik değeri olan ağaçların yetiştirilmesini sağlarız. Eskişehir’in çöplerinden elde ettiğimiz enerjiyle 36 bin hanenin elektriğine yetecek kadar elektrik gücü üretiyoruz. İş makinalarımız, otobüslerimiz, tramvaylarımız her şeyin tamirini kendimiz yaparız. Altyapı yatırımlarının bütün aklınıza gelebilecek işlerini yaparız, parçalarını kendimiz üretiriz. Tretuvarlarımızı kendimiz üretiriz, yollarımızı kendimiz yaparız. Porsuk çayını değerlendirebilmek için tersanemiz var. Yani tersanesi bile olan bir belediyeyiz.”
Yılmaz Büyükerşen, Sözcü Medya Grubu Ankara temsilcisi gazetemiz yazarı Saygı Öztürk’e konuştu.
BELEDİYELER RANTÇI OLAMAZ
Eskişehir, hektarlarca büyüklüğünde parkları olan bir şehir. Büyükerşen, “Ben o parklara kullandığım alan yerine o alanların onda birine apartmanlar yapıp satsaydım belki hükümetin bana ödenek göndermemesinden dolayı sıkıntı çekmeyecek, çeşitli icatlara çeşitli yollar metotlar yöntemler kullanmaya kafamı yormayacaktım. Ama ben belediyelerin rantçı belediyeler olmasına taraftar değilim. Belediyeler rantçı olamaz ancak yaptıkları yatırımlarla rant yaratabilirler. Kime yaratabilirler? Mülk sahiplerine, halka yaratabilirler. Türkiye’nin çeşitli illerden gelip bilgi almak isteyenlere ‘Eskişehir dedikleri zaman kendin pişir kendin ye’ diyorum.
Bu borcu ömür boyu ödemeliyiz
Büyükerşen’in vedası şöyle oldu: “Veda aslında benim bu dünyadaki hayatımın sona ermesine kadar sürebilecek. Gelecek kuşaklar dahil rahmetli Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borcumuzu ömür boyu ödememiz. Bu memleketin topraklarından beslenen, Cumhuriyet kültüründe yetişen vatandaşlarımıza ömrümüzün sonuna kadar bu borcu ödemeyi tavsiye ediyorum. Gençlerimize yurt dışına gitmekten vazgeçmelerini özellikle tavsiye ediyorum. Kalın, iş bulunur. Bütün hemşerilerime hakkımı helal ediyorum. Ayşe Hanım’a verilecek oylarla bu hak, analarının ak sütü gibi helal olsun diyorum.”